Çamlıca Kulesi, yerli ve milli teknolojiler ile ülkemizin yayıncılık kalitesini ve kapasitesini dünya standartlarına ulaştırıyor ve ülke kalkınmasına önemli bir katkı sağlıyor.
Milyonlarca insanın hayata bakışın değiştiren radyo, 19. yüzyılın en önemli buluşlarından biriydi. Dünyada 1920’lerde başlayan radyoculuk, Türkiye’de ise 1927’de, özel bir şirket olan Türk Telsiz Telefon Anonim Şirketi (TTTAŞ) tarafından başlatıldı. 1927'de bütün dünyada 123 radyo istasyonu varken, Türkiye’de iki radyo istasyonu bulunmaktaydı. Türkiye, ilk ve önemli girişimleri yapmış öncü ülkeler arasındaydı. Radyo yayınları, 1964’te çıkartılan 359 sayılı TRT Kanunu ile Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’na (TRT) devredilmiş, başlangıçta yalnızca bir eğlence aracı olarak topluma sunulan radyo, zamanla kültür ve sanatın geliştirilmesi, halkın eğitimi, ulusal bilincin aşılanması gibi millî rolleri de üstlenmeye başlamıştı.
Türkiye, ilk ve önemli girişimleri yapmış öncü ülkeler arasındaydı. Radyo yayınları, 1964’te çıkartılan 359 sayılı TRT Kanunu ile Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’na (TRT) devredilmiş, başlangıçta yalnızca bir eğlence aracı olarak topluma sunulan radyo, zamanla kültür ve sanatın geliştirilmesi, halkın eğitimi, ulusal bilincin aşılanması gibi millî rolleri de üstlenmeye başlamıştı.
Türkiye’nin öncü bir rolle başladığı radyoculuk serüveni, günümüzde de yine aynı öncü rolüyle devam etmektedir. Çamlıca Kulesi ise bu öncü görevin bayrağı niteliğindedir. Dünyada, 100 radyo kanalının aynı anda frekansları birbirine karışmadan ve birbirlerini engellemeden yayın yapabildiği ilk ve tek yer olan Çamlıca Kulesi ile dağınık bir şekilde bulunan ve bu nedenle görüntü kirliliği ve elektromanyetik kirlilik yaratan vericiler tek merkezde toplanmıştır. Vericilerin tek merkezde toplanması enerji verimliliği sağlaması açısından önem taşımaktadır. Çamlıca Kulesi, Radyo-TV yayıncılık kalitesini ve kapasitesini artırırken Türkiye’nin kalkınmasında da öncü bir rol üstlenmektedir.
Kule Verici Tesisleri İşletim ve Teknolojileri A.Ş ya da kısaltılmış adıyla Kule A.Ş, 2017 yılının Nisan ayında karasal verici tesis işletmeciliği yapmak amacıyla kurulmuştur. Toplam 30.150 metrekare alan üzerinde kurulu olan Çamlıca Kulesi deniz seviyesinden 587 metre yüksekliğiyle İstanbul’un en yüksek yapısıdır. Kule zemin altında 4, zemin üzerinde 45 olmak üzere toplam 49 kattan oluşmaktadır. Projesi yarışma ile oluşturulmuş ve ardından 3 boyutlu olarak tasarımı yapılmıştır. Kule, ülkemizin hem en yüksek yapısı olması hem de deprem riski ve rüzgâr yükü en kritik noktalarının kesiştiği riskli alanlardan birinde olması nedeniyle sıradan bir yapıdan farklı olarak simge bir yapı niteliğindedir.
Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, Radyo-TV yayıncılığının etkin bir şekilde yapılması için her geçen gün çok sayıda vericiye ihtiyaç duyulmaktadır. Dünya genelinde kullanılan bu vericilerden bazıları, zamanın gerisinde kalarak, görüntü ve elektromanyetik kirliliğe sebep olmaktadır. Kadim şehir İstanbul’da ise, dağınık halde bulunan ve görüntü kirliliği yaratan bu vericiler, Kule A.Ş.’nin prestij projesi Çamlıca Radyo&TV Kulesi ile tek merkezde toplanmıştır. Böylelikle hem Türk yayıncılığı zamanın şartlarını yakalanmıştır hem de akıllı, şık, çevreci bir yapıyla İstanbul’a turizm değeri olan simgesel bir yapı kazandırılmıştır. Küçük Çamlıca Televizyon ve Radyo Kulesi, yerli ve milli teknoloji firmalarıyla gerçekleştirilen işbirliği sayesinde ülkemizin Radyo-TV yayıncılık kalitesini ve kapasitesini dünya standartlarına ulaştırırken, aynı zamanda ülke kalkınmasına da ciddi anlamda katkı sağlamıştır.
Çamlıca Kule, radyo & TV kulesinden FM radyo yayıncılarına; “anten + birleştirici + verici cihaz + elektrik + jeneratör yedekleme + UPS + elektronik bakım ve onarım + 7/24 esasına göre yayın izleme” olarak tanımlanan hazır verici tesisi olarak hizmet sunmaktadır.
Eylül 2020 itibarı ile asli faaliyeti olan yayıncılık hizmetinin verilmeye başladığı kulede dünyada ilk ve tek olarak 100 radyo yayını birbirlerinin güçlerini kesmeden, frekansları birbirine karışmadan yayın yapabilmektedir. Kulede medya yayıncılık hizmetinin yanı sıra kablosuz telekomünikasyon operatörlerine de altyapı hizmeti sağlanmaktadır.
Eylül 2020 itibarı ile asli faaliyeti olan yayıncılık hizmetinin verilmeye başladığı kulede dünyada ilk ve tek olarak 100 radyo yayını birbirlerinin güçlerini kesmeden, frekansları birbirine karışmadan yayın yapabilmektedir. Kulede medya yayıncılık hizmetinin yanı sıra kablosuz telekomünikasyon operatörlerine de altyapı hizmeti sağlanmaktadır.
Zemin Kotu: 218,00m
Kule Toplam Kat Sayısı: 45 + 4 = 49 kat
Betonarme Yapısal Yükseklik (Zemin Altı Katlar Dahil): 203,50m + 18m = 221,50m
Çelik Anten Yüksekliği: 165,50m+2,50m(gömülü)= 168,00m
Zemin Kotu Üzeri Yükseklik: 203,50m-2,50m+168,00m=369,00m
Deniz Seviyesinden Yükseklik: 218,00m + 369m = 587,00m
Toplam Yapısal Yükseklik: 369,00m + 18m = 387,00m
Seyir Katı 1: 148,50m (+366.5m) (33.Kat)
Seyir Katı 2: 153,00m (+371.0m) (34.Kat)
Restoran 1: 175,50m (+393.5m) (39.Kat)
Restoran 2: 180,00m (+398.0m) (40.Kat)
Çanakkale Kulesi, sayısal yayıncılık projelerinden biri olarak vericilerin ve antenlerin ortak bir kule sisteminde toplanması, elektromanyetik kirliliğin önüne geçilmesi amacıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapılar Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilmiştir.
Çanakkale Kulesi kıtaları birleştiren eşsiz coğrafyası ve binlerce yıldır zengin kültürleri barındıran tarihi ile şanlı zaferimizin ev sahibi, güzide şehrimiz Çanakkale’de şehitliğimiz ile bir bütünlük sağlayacak şekilde tasarlanmış ve 2017 yılında başlanan inşaat çalışmaları, 2020 yılında tamamlanmıştır. Tasarım ödüllü Çanakkale Kulesi, 311 rakımlı Radartepe mevkiinde yer almakta ve Ekim 2020’den bu yana yayıncılık teknik altyapı hizmeti vermektedir.
Çanakkale Kulesi’nin teknik ve sosyal alanlarının işletmesi Kule A.Ş. tarafından yapılmaktadır. Zemin kotundan 100 m yükseklikte özel alaşımlı çelik anten kulesine sahip olan Çanakkale Kulesi; Teknik alan, Restoran, Oditoryum ve Gökyüzü yolu olarak adlandırılan seyir alanı ile toplamda 4 ana bölümden oluşmaktadır.
Çanakkale Kulesi’nin tamamlanmasıyla tarih kokan şehrimizde hem görüntü kirliliğinin hem de elektromanyetik kirliliğin önlenmesinde önemli bir adım atılmış ve şehre simge bir yapı kazandırılmıştır.